31 Mayıs 2008 Cumartesi

31/05/2008 GENEL KONTROL

Arıları dağa çıkardıktan sonra bugün 4. kez haber almaya gittim. Gittik gideli 3-4 defa yükseklere kar yağdı...21 günde güneşli gün sayısı altıyı geçmemiştir.

O nedenle arıcıların bir çoğu erkenden aşağılara kaçtı.. özellikle bizden önce giden arıcıların durumu çok kötüydü....Maşallah iyi şerbet yediridiler arılara..

Havaların kötü gitmesi sonucu kata çıkmış arılarımız kuluçkalığa indiler... Yedi sekiz çerçeve olan arılar ise ikişer çerçeve azaldılar...

Bugün arıları kontrol ettiğimde ise geçen haftaya göre bir gelişme gösterdiğini gördüm...


Orman gülü her tarafta açmıştı...

Dağın tepesine kadar halı gibi orman gülü..


Arıların uzağa gitmesine gerek yok... Orman gülü iki adım uzağında...




KESTANELER AÇIYOR


Kestane çiçekleri açmaya başladı..

12 Mayıs 2008 Pazartesi

ZEHİRDEN KAÇIŞ-2

Arılarımızı fındık ilacından korumak için cumartesini pazara bağlayan gece saat 00.00'da yola çıktık.Kovanları arabaya yüklerken hava kapalı ama yağmur yoktu. Yola çıktıktan sonra yağmur yağmaya başladı. Yolculuk boyunca bazen çise bazende sağanak şeklinde yağdı.45 kilometrelik yolu yaklaşık üç saatte almıştık.Arıları koyacağımız yere gece saat 02.45 sularında vardık.Hava çiselemeye devam ediyordu. Dışarda ateş yakarak bir süre ısındık.Bir ara yağanın çise mi yoksa kar mı olduğu konusunda tartışma bile yaptık aramızda. Daha sonra üçümüz birden ateş başında üşüdüğümüzü farkettik.Saat 04'te gelirken tekrar araba içerisine geçerek uyumaya çalıştık... Bu arada yağmur şiddetlenmişti.
Şöförümüz Temel.
saat 05.15 Temel ,
ve Osman arkadaşlar uyuyorlar.
Dışarısı aydınlanmaya başladığında kar yağdığını farkettim.


Arıları koyduğumuz yerin çok yakınına kadar kar yağdığını gördüm.
Yeşil ağaçların üzerinde beyaz bir kar örtüsü vardı.



Saba saat 05.19'da ilk ışıklarla bu görüntüleri kayıt etmak istedim..

Çok işimiz olduğu için arkadaşları uyandırdım.
Geçe yaktığımız ateş hala yağmura rağmen sönmemişti.




Geçen hafta ki fotoğrafta çok az görülen yerler şimdi bembeyaz olmuştu.


Arıları koyacağımız yere bizden önce ( hazır mezar bulsa girecek bu millet) birileri arı bırakmışlardı.


Arıları koyacağımız sephamız olmadığı için iz kalas ve meyve kasaları ile
sepha yaptık.Bu arada yağmur tekrar yağmaya başladı bir ara doluda yağdı.
Kovanların bir kısmını üç arkadaş birlikte taşıdık.


Ama baktık böyle olmuyor.
Kamyondaki halat ile yaklaşık 15 arıyı ben sırtımda taşıdım.


Arıları yerleştirdikten sonra ben kovanların ağızlarını açarken arkadaşlarda da taşta ızgara yaptılar.

O kadar yol ve çalışmadan sonra kuzu pirzolanın tadına doyum olmadı tabiki.

Arılığımız son durumu bu.

saat 09' a geldiğinde güneş yüzünü az da olsa göstermişti.
ve
geçen yağan kar erimişti.



Bir yorucu dağ yolculuğu böylece bitmiş ve dönüş yolunu tutmuştuk.
Evlerimize geldiğimizde bizi sıcak yatak bekliyordu.
Ancak saat 13' te evlerimize ulaştık.










5 Mayıs 2008 Pazartesi

PAZAR ÇALIŞMALARIM

Dün arıları genel bir gözlem yapayım dedim... Yarıya geldiğimde bir kovanın önüne atılmış bir ana arı gördüm..
İncelediğimde ölmediğini,yavaşta olsa hareket ettiğini gördüm. Kovan içine bıraktım. Birkaç arı gelip kontrol etti.Ama anaya sahiplik etmediler..Kovanı incelediğimde ana memesi hazırladıklarını gördüm.. Bende anayı imha etmek zorunda kaldım..
Ölen ana eylüy ayında çıkmış bir anaydı.. Bu yıl ümit bağladığım kovanlardan biriydi ama son yirmi gündür kovanda ilerleme yoktu..
Demekki yumurtlamasından hoşnut olmayan kovan içi personel onu kapı dışına atmışlardı..

Gözlemlerimi sürdürürken Temel arkadaştan bir telefon daha geldi.."benim arı yine oğul atmış,yetiş." diyordu. Ama oraya vardığımızda meraklı bir komşu oğulu daldan indirmişti. Bu dal geçen haftaki oğulun konduğu fındık dalıydı.Oğulu sepete almıştı. Bende kovana aktarım yaptım..
Ama tekrar arının bir kısmı fındık dalına sardı.. Bir iki silkelemeden sonra oğulu toparladık..Kovanları incelediğimde 24 nisanda oğul atan koliniden çıktığını anladım.

Ana arının kovan önündeki durumu...




Bu da yeni dikilen memelerden ikisi.



Kovana koyduğum anayı inceleyen işçi arılar...



İkinci oğul!! Aslında bu üçüncü oğul olmalı.Zira başoğul kaçmıştı...
( Bu arada fındıklarda görülmeye başladılar.)








3 Mayıs 2008 Cumartesi

ZEHİRDEN KAÇIŞ

Bölgemiz arıcıların en büyük sorunu...Mayıs ayı geldiğinde fındık zararlılarına karşı yapılan ilaçlamadır...
Sulu ve toz olarak yapılan bu ilaçlar, arıların ( özellikle tarlacı ) öülmüne neden olmaktadır...
Arıcılar ilacın zararından korunmak için, fındık yetişmeyen ve yaklaşık rakımı 1000 metre olan yüksekliklere çıkmaktadırlar...
Bende bugün arılarımı koymak için Güce ilçemiz sınırları içindeki ormanlık alanda yer tutmaya gittim...
Orman vardığımızda geceden gelen arıcılarla karşılaştım.hava soğuktu.. Açan çiçekler açmamış denecek kadar azdı..

İşte bu resimde azda olsa kar yığını görülebiliyor..
Buralar bir hafta sonra mor-beyaz bir renge bürünecek...
Şu an yeşilin türlü tonları ile bezenmiş doğa...



Arıları koyacağım yerdeki; böğürtlen, orman gülü ,yaban mersini ve yaban taflanını temizledim.



Açan çiçek sayısı az olunca, haliyle arılar orman gülüne ikişer üçer saldırmışlar...Evet bir dalda üç kız kardeş...



Bu görüntüdeki arıların bir kısmı akşamdan kalmaydı...

Taflan balı onları sarhoş etmişti...

Şurubu içen arılar sızıp kalmışlar...


Havanın soğuk olması nedeniyle arıları taşıma işini gelecek hafta sonuna bıraktım...