17 Temmuz 2009 Cuma

ÇİÇEKLER

Bu sabah yine erken saatlerde,bu kez tek başıma yola düştüm.
Akşamdan hazırladığım biri katlı ve ballı, diğeri yarım katlı ve balsız iki kovanı dağa götürdüm.
Eğer biraz şansım varsa birinci kovandaki ballar sırlanabilir. Yarım ballıklı kovanda çerçeveler şişmiş durumda belki onada bal basılır.
Her şey bundan sonra şansa kalmış durumda.
Son dört gündür aşırı yağış var Karedeniz bölgemizde..
Arılar kovandan dışarı çıkamamıştır diye düşünüyordum ama yanılmışım.
Karaovacık deresi yağmurlardan yine bulanık ve çamur akıyor...

Saat 9.30 gibi arılığa vardım...
Hava kapalı olsa da arılar çiçeklerde geziniyorlardı.
Arılar bal yüklü geliyorlardı.
En azından kendi yiyeceğini çıkarabilecek durumdaydılar.
Arıların çok ilgi gösterdiği bir çiçek..
Gri renkli polen alıyorlar...
Çiçekler ve dağların tepesinde sis...



Gri renkli polen arının ayağında iyice seçilebiliyor.

İşte buda bu senenin bize en büyük süprizi.
Geçen yıl dağdaki eski bir arıcı bunu anlatmıştı ama kestaneye dönüş yaptığımız için gözlerimizle görememiştim.
Yaban taflanı ( karayemiş) yaprağı.
Yaprağın alt yüzünde genelikle dört bazen de beş bal gözü....
Arılar şuan bu ballardan topluyor.

İşte yapraktan bal özü alan bir işçi arı...
Sayısı az olsada başka bir çiçek..

Bu çiçekten arılarımız polen alıyor.
İşte bir böğürtlen çiçeği ve arı: ama arı soğuktan uyuşup kalmış...


İşte buda bizim ormanların dere yataklarında olan güne bakan çiçeğimiz(en güzel bu ad yakışır ona). Daha önce arı konduğunu görmemiştim.

Hiç yorum yok: